Danışmanlık bir lüks değil ihtiyaçtır...
Günlük yaşamda stresi tetikleyebilecek pek çok çevresel etken bulunuyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan kişiler için, stres neredeyse yaşamın bir parçası haline gelmiş durumda. Çalışanlar bir günün çoğunu iş yerlerinde geçiyor, her gün büyük çoğunluk trafikte saatler harcıyor, eve döndüğünde ise bir miktar rahatlama hissinin ardından evdeki sorumluluklar baş gösteriyor.
Stres yaşamamıza neden olan etkenler kişiden kişiye farklılık gösterse de, hepimiz için bazı ortak etkenlerden bahsetmek mümkün. Bunlar arasında gelecekle ilgili bazı kaygılar, bir işi belirli bir tarihe yetiştirme çabası, başkalarının hoşumuza gitmeyen davranışları, birtakım mantıksız ve olumsuz düşünceler, maddi kaygılar, yoğun iş temposu ve diğerleri…Peki bütün bunları yaşarken bedenimizde neler olup bittiğinin farkında mıyız?
Stres altındayken beden sürekli ‘’hayatta kal’’ uyarısında bulunur. Bu da tehlike anında vücutta stres hormonunun salgılanmasına sebep olur. Stres hormonunun salgılanıyor olmasıysa her zaman kullandığımız düşünme becerileri olan değerlendirme, planlama, karar verme, bilgi kaydetme gibi süreçleri baskılar. Sonuç olarak stres oluşturan şeye karşı bir değerlendirme ve plan yapmadan hareket etmiş oluruz. Sürekli stres verici bir duruma maruz kalıyor olmak zaman içerisinde vücudumuzda bazı sağlık problemleri oluşmasına neden olur. Çeşitli kalp rahatsızlıkları, kronik yüksek tansiyon, felç riskini oluşturan durumlar, kronik kas ve baş ağrısı bunlardan bazılarıdır. Stres aynı zamanda psikolojik sağlığımızı da olumsuz etkiler. Örneğin aşırı stresin depresyon riskini artırdığı ve bazı kötü alışkanlıklara zemin hazırladığı biliniyor.
Stresle baş etmek istiyorsak önce yaşamımızda var olduğunu fark etmemiz gerekir. Daha sonra ise bununla nasıl baş edebileceğimiz konusunda bazı teknikler öğrenmeye ve uygulamaya sıra gelir. Ancak burada bu tekniklerin değil, bazen yaşamımızda göz ardı ettiğimiz ve stresle başa çıkmada önemli bir yere sahip olan‘’dinleme’’ zamanı üstünde duralım.
Dinlenme, bir tembellik değil bir ihtiyaçtır. ‘Dinlenme’ günlük kullanımda yorulmuş vücudu ve zihni dinlenmeye almaktır; tembel olmak kavramından ise farklıdır. Zaman zaman hepimiz tembellik yapmaya ihtiyaç duyarız ve bu oldukça işlevseldir; aksi takdirde tükenmişlik yaşarız. Sık sık biten pilimizi şarj etmeye ihtiyaç duyarız; yoksa devam edemeyiz. Çok uzun süre dinlenmeden günlük yaşama devam ettiğimizde öncelikle bedenimiz yorulur. Ayrıca, küçük büyük, maruz kaldığımız her türlü stres faktörü dinlenmediğimizde daha kötü ve ürkütücü olarak algılanır ve bu algı sonucu oluşan olumsuz duygularımız da bedenimize zarar verir, bağışıklık sistemimizi zayıflatır. Yorgunluk gitgide birikir. Bazen farkında olmayız ama yaşadığımız fiziksel veya psikolojik sorunlar bu aşırı yorgunluk ve dinlenme eksikliği sonucunda gelişebilir.
Dinlenme ihtiyacımızı gidermediğimiz takdirde kronik yorgunluk ortaya çıkacaktır. Bunun sonucunda ise unutkanlık başlayabilir, yaşamı düzene sokmada başarısızlıklar yaşayabiliriz ve yapmamız gerekenlere karşı da bir isteksizlik geliştirebiliriz. Bütün bunlardan dolayı dinlenmenin yaşamımızdaki önemi göz ardı edilmemelidir .
Tembellik illa yatarak ya da hareket etmeden yapılmaz; herkes kendi temposuna uygun bir şekilde dinlenmelidir. Örneğin bütün bir gün yatmak veya televizyon izlemek de birçok insan için çok yorucu olabilir. Severek yaptığımız bir etkinlik sonrası ya da yoğun şekilde konsantre olduğumuz bir işi yaparken de bedenimiz yorulabilir ve dinlenmeye ihtiyaç duyabilir. Kısacası bedenin ve zihnin her türlü yoğun veya uzun süreli etkinlikler sonrası dinlemeye ihtiyacı vardır. Bazı insanlar bir hobisi ile ilgilenirken, bazıları doğayla baş başa kalarak, bazıları arkadaşlarla sohbet ederek dinlenmeyi tercih edebilir. Önemli olan bu dinlenme zamanının bizi hem fiziksel hem zihinsel anlamda rahatlatabilmesidir.
Dinlenmenin bir lüks değil, temel bir ihtiyaç olduğunu düşünürsek, kendinize dinlenme zamanı ayırmanın stresle baş etmede, motivasyon kazanmada, fiziksel ve ruhsal sağlığımızı korumada olumlu geri dönüşü olduğunu fark edeceksiniz. Bundan sonraki adım ise bazı rahatlama tekniklerini öğrenmek ve sık sık uygulamak olabilir.
Uzm.Psk.Seçil Yiğit Makaleleri
Psk. Kübra Sezikli Makaleleri
Makaleler
- Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı Madde Testi
- Psikologlar Ne İş Yapar -Adana Psikolog
- Psikolog Nedir ? - Adana Psikolog
- TEMATİK ALGI TESTİ (TAT) EĞİTİMİ
- RORSCHACH TEST EĞİTİMİ
- Danışmanlık bir lüks değil ihtiyaçtır...
- 2018-2019 eğitim-öğretim yılı anaokulu çalışma programı
- Kanserli Ebeveynler Durumu Çocuklarına Nasıl Açıklamalı
- Aile Terapisi
- Ne zaman çocuk psikoloğuna başvurabilirim?
- Çekingen Kişi ( sosyal fobi)...
- Anne Sütüyle Beslenenler Daha Mı Zeki?
- Kadınlar Neden Gergin Uyanır?
- Savaş ve Çocuk...
- Uçak Fobisi..
Bugün 9
Dün 19
Toplam 162505